İçindekiler
1. Giriş: Velayet Kararlarının Temeli Olarak “Çocuğun Üstün Yararı”
2. Velayet Nedir ve Kimlere Aittir?
3. Hakimin Velayet Kararını Etkileyen Faktörler
3.1. Çocuğun Yaşı ve Anneye Olan İhtiyacı
3.2. Çocuğun Kendi Fikri
3.3. Ebeveynlerin Yaşam Koşulları
3.4. Kardeşlerin Ayrılmaması İlkesi
3.5. Ebeveynin Çocuğa Olan Yaklaşımı
4. Ortak Velayet: Birlikte Ebeveynliğe Devam Etmek Mümkün mü?
5. Bu Süreçte Bir Avukatın Rolü Neden Kritik?
5.1. Doğru Delil Sunumu
5.2. Stratejik Dava Yönetimi
5.3. Haklarınızı Koruma
6. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
6.1. Velayet her zaman anneye mi verilir?
6.2. Çalışmayan bir anne velayeti alabilir mi?
6.3. Velayet kararı kesin midir, sonradan değiştirilebilir mi?
6.4. Ortak velayette çocuk kiminle yaşar?
6.5. Velayet davaları ne kadar sürer?
7. Sonuç
Bir boşanma sürecinde ebeveynlerin en büyük endişesi ve en hassas olduğu konu, şüphesiz çocuklarının geleceğidir. “Çocuğum kimde kalacak?”, “Onun için en doğrusu ne?” gibi sorular, uykularınızı kaçırabilir. Bu kaygıları derinden anlıyoruz. Türk hukuk sisteminde, bu soruların tek bir cevabı ve tüm velayet kararlarının merkezinde yer alan tek bir pusula vardır: “çocuğun üstün yararı” ilkesi. Bu ilke, kararın anne veya babanın isteklerine göre değil, tamamen çocuğun fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişimi için en faydalı olacak şekilde verilmesini emreder.
Bu makalenin amacı, velayet davalarının temel taşı olan “çocuğun üstün yararı” ilkesinin ne anlama geldiğini, hakimin bu kararı verirken hangi faktörleri göz önünde bulundurduğunu ve bu karmaşık süreçte haklarınızı nasıl koruyabileceğinizi açıklamaktır.
Velayet Nedir ve Kimlere Aittir?
Velayet, ergin olmayan (genellikle 18 yaşını doldurmamış) çocuğun bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda anne ve babaya tanınan hak ve yükümlülüklerin bütünüdür. Evlilik birliği devam ederken anne ve baba bu hakkı birlikte kullanır. Boşanma durumunda ise hakim, çocuğun menfaatini gözeterek velayeti eşlerden birine verir.
Hakimin Velayet Kararını Etkileyen Faktörler
Hakim, velayet kararını verirken tarafların iddialarından çok, çocuğun somut durumunu ve gelecekteki refahını dikkate alır. Bu değerlendirmede birçok faktör rol oynar:
- Çocuğun Yaşı ve Anneye Olan İhtiyacı: Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında ve toplumsal kabulde, özellikle anne bakımına ve şefkatine muhtaç küçük yaştaki çocukların (0-3 yaş gibi) velayetinin genellikle anneye verilmesi yönünde güçlü bir eğilim vardır. Bu yaklaşım, çocuğun bu hassas dönemdeki temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının anne tarafından daha iyi karşılanacağı düşüncesine dayanır.
- Çocuğun Kendi Fikri: Eğer çocuk, kendi düşüncelerini ifade edebilecek olgunluktaysa (genellikle 8 yaş ve üzeri), hakim onun da fikrini sorar. Çocuğun hangi ebeveynle kalmak istediği, kararı etkileyen önemli bir faktördür ancak tek başına belirleyici değildir.
- Ebeveynlerin Yaşam Koşulları: Ebeveynlerin çocuğa sunabileceği maddi imkanlar, sosyal çevre, yaşam tarzı ve ahlaki durumu da değerlendirilir. Burada amaç, çocuğun istikrarlı, güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlamaktır.
- Kardeşlerin Ayrılmaması İlkesi: Hakim, özel bir zorunluluk olmadıkça kardeşlerin birbirinden ayrılmamasına ve velayetlerinin aynı ebeveyne verilmesine özen gösterir.
- Ebeveynin Çocuğa Olan Yaklaşımı: Ebeveynlerden birinin diğer ebeveyn ile çocuğun kişisel ilişkisini engellemeye yönelik tutumları, velayet kararında aleyhine bir delil olarak değerlendirilebilir.
Ortak Velayet: Birlikte Ebeveynliğe Devam Etmek Mümkün mü?
Son yıllarda hukukumuzda yerleşen bir kavram olan ortak velayet, boşanmış olsalar dahi anne ve babanın çocuğun geleceğiyle ilgili önemli kararları (eğitim, sağlık vb.) birlikte almasını ifade eder. Tarafların bu konuda anlaşması ve hakimin de bu anlaşmanın çocuğun üstün yararına olduğuna kanaat getirmesi halinde ortak velayete karar verilebilir.2 Bu, boşanma sonrası sağlıklı bir iletişim kurabilen ebeveynler için modern bir çözüm yolu sunmaktadır.
Bu Süreçte Bir Avukatın Rolü Neden Kritik?
Velayet davaları, sadece hukuki değil, aynı zamanda son derece duygusal ve hassas süreçlerdir. Bu yolda bir avukatın desteği hayati önem taşır:
- Doğru Delil Sunumu: Bir avukat, sizin çocuğunuz için neden daha iyi bir ebeveyn olduğunuzu “çocuğun üstün yararı” ilkesi çerçevesinde, somut ve hukuka uygun delillerle (pedagog raporları, tanık beyanları, yaşam koşullarınıza dair belgeler vb.) mahkemeye sunar.
- Stratejik Dava Yönetimi: Velayet davaları uzun ve yıpratıcı olabilir. Avukatınız, süreci stratejik olarak yönetir, sizi gereksiz duygusal çekişmelerden korur ve davanın çocuğun menfaatleri doğrultusunda ilerlemesini sağlar.
- Haklarınızı Koruma: Avukat, sadece velayet hakkınızı değil, aynı zamanda velayeti alamamanız durumunda çocukla kişisel ilişki kurma hakkınızın adil ve uygulanabilir bir şekilde düzenlenmesini de temin eder.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- Velayet her zaman anneye mi verilir?
Hayır. Özellikle küçük yaştaki çocuklar için anneye verilme eğilimi olsa da bu mutlak bir kural değildir. Babanın çocuğa daha iyi bakacağına dair somut deliller varsa (annenin sağlık sorunları, kötü alışkanlıkları, çocuğa ilgisizliği vb.) velayet babaya da verilebilir. Esas olan çocuğun menfaatidir. - Çalışmayan bir anne velayeti alabilir mi?
Evet, alabilir. Annenin çalışmıyor olması veya gelirinin olmaması, tek başına velayeti almasına engel değildir. Bu durumda hakim, velayeti almayan babanın çocuğun giderleri için iştirak nafakası ödemesine karar verir. - Velayet kararı kesin midir, sonradan değiştirilebilir mi?
Hayır, kesin değildir. Velayet kararları kamu düzenine ilişkindir. Boşanma sonrası koşulların değişmesi (velayeti alan ebeveynin yeniden evlenmesi, başka bir şehre taşınması, çocuğa karşı sorumluluklarını ihmal etmesi vb.) durumunda, diğer taraf her zaman “velayetin değiştirilmesi” davası açabilir. - Ortak velayette çocuk kiminle yaşar?
Ortak velayet, çocuğun bir hafta annede bir hafta babada kalacağı anlamına gelmez. Genellikle çocuk bir ebeveynle yaşar, diğeriyle ise kişisel ilişki kurar. Ortak velayetin anlamı, çocuğun hayatıyla ilgili önemli kararların (okul seçimi, sağlık operasyonları vb.) birlikte alınmasıdır. - Velayet davaları ne kadar sürer?
Velayet davalarının süresi, davanın karmaşıklığına, toplanacak delillere ve mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişir. Ortalama olarak bir velayet davasının 1 yıl içinde sonuçlanması beklenebilir.
Sonuç
Çocuğunuzun velayeti, boşanma sürecindeki en önemli ve en kalıcı karardır. Bu karar, duygusal tepkilerle veya anlık isteklerle değil, tamamen çocuğunuzun bugünü ve geleceği için en doğru olanın ne olduğu üzerine kurulmalıdır. Mahkeme, bu kararı verirken sizin ebeveynlik kapasitenizi, çocuğunuza sunduğunuz imkanları ve en önemlisi onunla olan bağınızı dikkatle değerlendirecektir.
Bu hassas süreçte, hem kendi haklarınızı korumak hem de çocuğunuz için en adil ve sağlıklı sonuca ulaşmak adına profesyonel bir hukuki destek almak, atabileceğiniz en doğru adımdır. Durumunuzu değerlendirmek ve size özel bir yol haritası çizmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Yasal Uyarı: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Her somut olay kendi özel koşullarında değerlendirilmelidir ve profesyonel bir avukattan hukuki danışmanlık alınması tavsiye edilir.
Av. Ozan AYDANOĞLU
(Aydanoğlu Hukuk Bürosu)